Güncel & Blog

Güncel & Blog Anayasa Mahkemesi Kararı (TMK. m. 187 iptali)

KADININ, EVLENMEKLE BİRLİKTE KOCASININ SOYADINI KAZANMASINI DÜZENLEYEN TÜRK MEDENİ KANUNU’NUN 187. MADDESİ, ANAYASA MAHKEMESİ’NİN T. 22.02.2023 – E. 2022/155 – K. 2023/38 SAYILI KARARIYLA İPTAL EDİLMİŞTİR. ANAYASA MAHKEMESİ KARARI, 28.04.2023 TARİH VE 32174 SAYILI RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMIŞTIR.

Anayasa Mahkemesi, uzun zamandan beri tartışma konusu olan kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra tek başına kullanabilmesine imkan tanıyan bir karara imza attı. Karar ile Anayasa Mahkemesi, Türk Medeni Kanunu m. 187’de düzenlenen "Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir." hükmünü iptal etti. Görüldüğü üzere iptal edilen madde hükmü evlenen kadının kocasının soyadını alacağını, tercihen önceki soyadını da kocasının soyadı ile birlikte kullanabileceğini düzenlemekte, buna karşın kadının evlenmeden önceki soyadını evlendikten sonra tek başına kullanmasına imkan tanımamakta idi.

İstanbul 8. Aile Mahkemesi tarafından söz konusu hükmün özetle; soyadının kadının kimliği ile kişiliğinin bir parçasını oluşturduğu, kadının evlenmeden önceki soyadını kullanma hakkına getirilen sınırlamanın meşru bir amacının bulunmadığı, erkeğin doğumla kazandığı soyadını ömrü boyunca kullanması mümkün iken aynı hakkın kadına tanınmamasının eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği, bu konuda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) ihlal kararlarının mevcut olduğu, ayrıca bireysel başvuru alanında Anayasa Mahkemesince verilen ihlal kararlarının da bulunduğu, buna rağmen idare tarafından kuralın aynen uygulanmaya devam etmesinin Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ilkesini ihlal ettiği gerekçeleriyle iptali talebi ile Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yapılmıştır.

İptal başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi özetle, kadının evlilik birliği içerisinde de istediği soyadını taşıyabilmesinin kadın erkek eşitliği ilkesinin bir gereği olduğu ancak TMK m. 187 hükmünün eşler arasında cinsiyet temelli bir farklılığa yol açtığı, nitekim Anayasa Mahkemesi’ne bu konuda yapılan çok sayıda bireysel başvuruda da bu hususun Anayasal bir hak ihlali oluşturduğunun vurgulandığı, günümüzde bireylerin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarının bulunması ve nüfus hizmetlerinin bilişim teknolojilerinden faydalanılmak suretiyle sunulduğu gözetildiğinde artık nüfus kayıtlarındaki karışıklığın önlenmesi ve soy bağının sağlıklı bir şekilde tespit edilebilmesinin yegane yolunun eşlerin aynı soyadını kullanması olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, diğer yandan aile bağlarının korunup güçlendirilmesi bakımından da soyadına ilişkin iptale konu hükümde düzenlenen kadın erkek arasındaki soyadı kullanımına ilişkin farklılığa makul bir neden teşkil etmediği sonucuna ulaşılmış, bu değerlendirmeler çerçevesinde TMK. m. 187’de düzenlenen hükmün evlenmeden önceki soyadının evlendikten sonra da tek başına kullanılabilmesi bağlamında kadın ve erkek arasındaki uygulamanın eşitlik ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmış ve bu sebeple Anayasa’ya aykırılık sebebiyle, oyçokluğu ile iptaline karar vermiştir (Anayasa mahkemesi ulaşmak için tıklayınız.)

Hükmün iptaline yönelik talebe ilişkin karşı oy kullanan Anayasa Mahkemesi üyeleri ise özetle gerekçelerinde, Anayasa m. 41, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi m. 16 ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme m. 10’da ailenin toplumun doğal ve temel unsuru olarak olduğu ve devletin ailenin korunması için gerekli düzenlemeleri yapmak ve teşkilatı kurmakla yükümlü olduğu, nitekim TMK. m. 187 hükmünün de kamu yararı ve kamu düzeni ilkeleri çerçevesinde ailenin birlik ve bütünlüğünün korunması amacına yönelik olduğu, bu hükmün cinsiyet ayırımına dayanan bir farklılaşma yarattığı savının yerinde olmadığı, kanun koyucunun aile soyadı olarak kocanın soyadının kullanılmasına yönelik takdirinin eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmadığı, bu sebeplerle çoğunluk görüşüne katılmadıklarını ifade etmişlerdir.
Anayasa Mahkemesi ayrıca, iptal kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak 9 ay içinde yürürlüğe girmesine hükmetmiştir.
Bu iptal kararı ile birlikte kadının evlenmeden önceki soyadını tek başına evlilik birliği içerisinde de kullanabilmesi yasal bir zemine kavuşmuştur. Diğer yandan TMK. m. 187’nin iptali ile mevzuatın yargı kararlarına da uyumlu hale geldiğini ifade etmek gerekir. Zira Yargıtay, bu iptal kararı öncesinde de evli kadının evlilik soyadının iptali ile evlilik birliği içinde evlenmeden önceki soyadının kullanılmasına yönelik görüşe sahip idi*.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, T. 30.09.2015 – E. 2014/2-889 – K. 2015/2011 sayılı kararından;
“… Dava, evlilik soyadının iptali ile evlilik birliği içinde kızlık soyadının kullanılması istemine ilişkindir. Her ne kadar Anayasa Mahkemesi Medeni Kanun'un 187. Maddesini Anayasa'ya aykırı bulmamışsa da usulüne uygun olarak yürürlüğe konulan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalarda yer alan düzenlemeler kanun hükmünde olup hukukumuzda kanunlar ile temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası antlaşmalar arasında bir çeşit hiyerarşi ihdas edilmiş ve aralarında uyuşmazlık bulunması halinde antlaşmalara öncelik tanınacağı hüküm altına alınmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatlarına göre, kişinin soyadı özel hayat kapsamında değerlendirilmiş ve evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğu özel hayata bir müdahale olarak kabul edilerek Medeni Kanun'un konuya ilişkin düzenlemesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. ve 14. maddelerine aykırı bulunmuştur. Buna göre, AİHS ve diğer uluslararası insan hakları antlaşmaları ile çatışan 4721 sayılı Kanun'un 187. maddesi karara esas alınmayarak, kızlık soyadının kullanılması talebi AİHS'nin 8. ve Anayasa'nın 17. maddesi kapsamında bir insan hakkı olarak kabul edilip cinsiyete dayalı olarak bir ayrıma tabi tutulmaksızın erkek ve kadın arasında eşit şekilde uygulanması gerektiğinden kızlık soyadını kullanmak istemek için haklı bir gerekçenin bulunmasına ihtiyaç bulunmadığının kabulü ile …”